Yalancının Mumu Yatsıdan Önceye Kadar Yanar

Pembesi, beyazı ve durduk yere başını belaya sokup gerektiğinde durumu kurtaranı var. Evet yalanlardan bahsediyorum. Dil yalan söylese bile beden dili ve davranışlar asla yalan söylemez. Ufak bir gözlem ve verdiği tepkiler ile karşımızdakine notumuzu kolaylıkla verebiliriz.

Geçen aylarda başıma gelen bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Yakın diyebileceğim bir arkadaşım ile sohbetimiz sırasında tutarsız söylemleri aşırı dikkatimi çekmişti, söylediklerine inanıp inanmamak arasında giderken hiç bozuntuya vermeden davranışlarını ve söylediklerini gözlemlemeye başladım. Mimikleri ve elleriyle yaptığı jestler azalmış, huzursuz davranışları belirgin şekilde artmış olsa da gülümsemesini elden bırakmıyordu. Arkadaşımın söylemlerini geçmişte ona dair edindiğim bilgilerle karşılaştırınca bariz yalan söylediğini anlıyordum. Neden yalan söylüyorsun diye sormadım, söylediklerinin farkına varıp belki gerçekçi bir açıklama yapar diye bekledim ama tam tersi senaryoyu zenginleştirerek, yeni yalanlar ekleyerek daha da büyüttü.

Edindiğim gözlem ve hadiseden bazı dersler ve fikirler çıkartmak amacıyla orada geçen bir saati yeniden analiz ederek bazı sonuçlar elde ettim. Bu sonuçların kaynağı bir insan neden sürekli yalan söyleme gereği duyar? Pembe yalanlar belki anlık kurtarıcımız olsa da ileride sürekli kaçış olarak gördüğümüz pembe yalanlar hastalık halini alabilir. Bunun en belirgin örneği profesyonel yalancılardır. Profesyonel yalancılar yalanına kendisi dahi inanır, yalan olduğunu kabul etmek istemez, diretir. Düşüncelerinde kurdukları senaryolar ciddi şekilde hayatıyla bütünleşir; çünkü yalan ile gerçeği hiç bir zaman ayırt edemez.  O kendi kurduğu dünyasında hep huzurlu, mutlu görünmeye çalışsa da aslında hiç de öyle değildir. İç dünyası sürekli karmaşa halindedir, odak noktasını tam anlamıyla karşındakilere yönlendiremez ve bir zaman sonra ayırt edemediği yalanlar hayatının gerçekliği haline gelir. Biz bütün bunlara yalanın görünmeyen yüzü de diyebiliriz.

Hem zihinsel hem de ruhsal yönden bu denli etkileyen yalanlar birey olma yolunda ciddi çatışmalar yaratabilir. Bu yüzden kritik boyuta ulaşıp hastalık halini alan yalanlar ya da yalanın farkında olup istemsiz bir şekilde söyleyerek pişmanlık, utanç duyan kişilerin uzman bir psikologdan yardım almasını muhakkak öneririm.

Yalana, hileye mahal vermeden kendi yolumuzda verimli yürüyebilmek dileğiyle…

Özlem ÖZTULUM